Acem Kızı Türküsünün Hikâyesi

Pek çok kişinin dinlediği ve ağızdan ağıza dolaşan Acem Kızı, acem kızı türküsünün hikayesi ile hayranlık uyandıracak güzelliği, beyaz bir teni ve simsiyah saçları ile tanınır. Toprak rengi gözleri ve iri gözleri ile çekik sürmeler sürmesi ile çok güzel bir kişiydi. Hareketli gibi görünen acem kızı, aslında içerisinde oldukça hüzünlü birisiydi. Gülümserken bile gözlerinde ki hüznü görmek mümkün olurmuş.
Ali vardı. Her zaman ovaya çalışmaya giderken, gözü çarpardı. O güzelliğe bakmamak elde değil elbette ki. Alıkoymak mümkün değil. Bir taraftan çalışır bir taraftan da Acem Kızı’ nı izlemeye devam ederdi.
Acem kızı başını kaldırarak, o da gözlerinin içine bakış atardı resmen. Gülümsemesi dudaklarında. Sonrasında başını eğmek zorunda kalırdı öne. Ali’ de gecelerce uyuyamazdı bundan dolayı, düşünür dururdu Acem Kızı’nı göreceği sabahı.
Cesaretini topladı ve konuştu
Artık bakmakla yetinmek istemeyen Ali, bir gün cesaretini toplayıp, onunla konuşmak zorundaydı. Uygun bir zaman oluşturarak, yalnız bir anında yakaladı ve yanına gitti. ‘’ korkma ‘’ dedi. Seni izliyorum her gün ge sende benim sevdiğim ol, diyerek seslendi. Acem kızının gözlerinden süzülen bir damla yaştı olan. Koştu ve oradan hemen uzaklaştı. Ali ise anlam veremedi bu duruma.
Acem kızı hiç gelmedi
O gün bu gün, Acem Kızı hiç gelmedi. Ali, meraklandı, ona bir şey olmasından çok korktu. Maalesef yıllar sonra sevmediği, yaşlı bir adama vermişler diğer bir köyde. Başlık parası için gelin gitmişti Acem Kızı. Günlerce ovada dolaşarak, türküsü ağzında tatsız hayatını yaşamaya başladı. Her solukta haykırışları duyuldu. Gül acem kızı, sev acem kızı.
Her nefesinde Acem Kızı’nı andı. Dudaklarından çıkan her solukta onun için haykırdı. Fakat acem kızı bir başlık parasına gelin gitmişti. Ali için çok anlamsız ve tatsızdı yaşamak. Yıllardır dilden dile dolanan acem kızı türküsünün hikâyesi böyle olsa da, acem kızı bu türküyü işitti mi, Ali’ yi duydu mu yoksa Ali gerçekten bu türküyü kendisi için mi yazdı bilinmese de, yıllardır hep bu hikâyeler dilden dile dolaştı ve herkeste bu yarım kalan sevdayı bu şekilde yaşadı.